| English | Turkish | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | scare away v. | korkutup kaçırmak | ||
|
The tourists scare away the animals and disrupt their natural activity patterns. Turistler hayvanları korkutup kaçırıyor ve doğal faaliyet düzenlerini bozuyor. More Sentences |
||||
| General | scare away v. | korkutmak | ||
|
Mary's cat needs to hiss only once, to scare away the neighbours' dogs. Mary'nin kedisinin komşuların köpeklerini korkutmak için sadece bir kez tıslaması gerekiyor. More Sentences |
||||
| Phrasals | ||||
| Phrasals | scare away v. | korkutup kaçırmak | ||
| English | Turkish | |
|---|---|---|
| General | ||
| General | scare someone away v. | korkutup kaçırmak |
| General | scare something away v. | korkutup kaçırmak |
| Phrasals | ||
| Phrasals | scare away from v. | korkutmak |
| Phrasals | scare (one) away from (something) v. | (birini bir şeyden) korkutmak |
| Phrasals | scare (one) away from (something) v. | (birini bir şeyden) korkutup kaçırmak/uzaklaştırmak |
| Phrasals | scare (one) away from (something) v. | (birinin bir şeyden) gözünü korkutmak |
| Phrasals | scare (one) away from (something) v. | (birini bir şeyden) caydırmak |
| Phrasals | scare (someone or something) away v. | (birini/bir şeyi) korkutup kaçırmak/uzaklaştırmak |
| Phrasals | scare (someone or something) away v. | (birinin/bir şeyin) gözünü korkutmak |
| Phrasals | scare (someone or something) away v. | (birini/bir şeyi) caydırmak |
